ŞEFKATİN İLAHİSİ…
“Şefkat” sınırları olan çerçevede belirli kişi
veya şeylere karşı bir duygu olarak gelişemez. Şefkat insana hastır.
İnsan olmanın en temel kriterlerinden ve insani duygulardan birisidir.
Merhamet gibi, sevgi gibi, saygı gibi, vicdan ve adil olmak gibi…
Şefkat duygusunun yapısında koruyuculuk ve kabullenme vardır. Şefkat
duygusu gelişkin insanların bütün insanlara, canlılara, hayvanlara
yaklaşımında insan olmanın olgunluğunu görür ve hissedersiniz. Şefkatli bir insanda “başkalaştırma ve ötekileştirme” gibi bir sakatlık mümkün değildir.
Şefkatli bir insanın yaklaşımında görülen en temel özellikler:
• Sevecen
• Değer veren
• Önemseyen
• Hoş gören
• Merhametli
• İletişimi devam ettiren
• Saygılı
• Olduğu gibi kabullenen
• Yargısızlık
• Adillik
• Koruyucu
• Geliştirici
• Öğretici
Ve elbette pek çok özellik daha eklenebilir. Şefkat kavramı bizde
korunması gereken acizleri, sakat ve hastaları çağrıştırmak üzere
programlanmaktadır. Lakin şefkatin sınırları olamaz. Şefkati sınırlamaya
başlayan birisinin yaşama ve yaşamdaki her şeye bakış açısı
farklılaşmaya ve ötekileştirmeye doğru itilir. Benim ve onların algısı
hiç şüphesiz ki, savunmacı egonun bir oyunudur.
İnsan şefkatini
evladına gösterdiği gibi tüm insanlara, hayvanlara ve canlılara da bu
şekilde davranış geliştirmelidir. Şefkat kişinin kendisini ve diğer her
canlı ve cansız varlıklara saygı ve sevgi geliştirmesinin de yolunu
açabilir.
Annenizin veya babanızın size nasıl dokunduğunu ve
okşadığını hatırlıyor musunuz? Onların size dokunuşundaki ipeksi
yumuşaklığın ve sıcaklığın hissettirdiği o ilahi senfoniyi bedeniniz
şimdi hatırlamaya başladığında hissettiğiniz huzur dolu rahatlamayı
sizde başkalarına aynı sıcaklık ve yumuşaklıkla hissettire bilir
misiniz, bilmiyorum. Bildiğimden emin olduğum şey şefkat insan olmanın
en güzel ölçüm kriterlerinden birisidir. Sımsıcak bir avuçta olduğunuzu
size kim hissettirir… Faruk Acarsoy
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen